Bireysel Psikoterapi

Psikoterapi, düşünceleri, duyguları, inançları ve içsel/dışsal deneyimleri keşfetme fırsatı sağlayan bir konuşma terapisi şeklidir. Terapinin rolü, danışanın içgörü kazanabileceği, deneyimlerini anlamlandırabileceği ve hayatında değişiklik yapma cesareti kazanabileceği güvenli ve destekleyici bir ortam sağlamaktır. Terapist, danışanın düşüncelerini, duygularını ve deneyimlerini anlamasına yardımcı olmak için bir rehber görevi görürken, danışan kendi içsel dünyasını yansıtma ve kendini keşfetme konusunda aktif bir rol oynamaktan sorumludur.

​

Psikoterapiye başlamadan önce, terapi sürecinin amaç ve hedeflerinin yanı sıra hem terapistin hem de danışanın beklentilerini anlamak önemlidir. Farklı terapötik yaklaşımlarını (terapi ekollerini) araştırmak ve ihtiyaçlarınızı karşılayacak beceri ve deneyime sahip bir terapist belirlemek de faydalıdır. Psikoterapi sürecine hazırlanmak, seanslara katılmak için her hafta zaman ayırmayı ve keşfetmeye, öğrenmeye ve gelişmeye açık olmayı içerir.

 

Terapinin etkili olabilmesi için en önemli faktör danışan ve terapist arasındaki ilişkidir. Terapistle kurulan bağın gücü ve bu bağın güvene dayanması, terapinin etkinliğini sağlar. Bu durum bazen terapistin ekolünün yanı sıra kişiliğinin veya tavırlarının size uygun olması gerektiği anlamına da gelir. Aynı zamanda terapistin sizin kültürel geçmişinizi ve yaşam deneyimlerinizi içtenlikle anlama çabası, sizi merakla dinlemesi, samimi olması, rahatsız olduğunuz durumlarda bunu ifade edebilmeniz için alan tanıması da bu bağı güçlendirir. Bu nedenle, terapötik uyumu, terapi sırasındaki hislerinizi ve ön sezilerinizi göz ardı etmeyin.

 

Seans sırasında özellikle hangi duyguların ön plana çıktığını fark edin. Utanç ve suçluluk gibi zorlu duygu ve inançlarla uğraşırken, bunları terapistinizle nasıl paylaşabildiğiniz ve bunlarla ilgili nasıl bir geri dönüş aldığınız bu terapötik ilişki için değerli bilgiler içerir.